29 Ekim 2021 Cuma

 

Böylesine gezinmenin bir anlamı var mı? Aklın seyredilişini, derinlerden kurulan bir kavramı, bir sessizliği anlamak üzere, baskının tüm anlamsızlığını yok etmek için; yeniden yaratılmak için; sözcüklerle ve cümlelerle. Bekleyişle ve duyumla. Ne kadar süredir burada; hangi bakışla ve gerçekle başbaşa kaldığında, yeniden kuruyorum her an’ı, her şekilde ve her sesle.

Seni bir bankın üzerinde bir sesle irkilerek seyrediyorum. Bir kısmını anlamaya çalışıyor. Bir kısmını susturmaya çalışıyorum.

‘’Güvenli değil hiçbir yer. Lütfen, gidin buradan. Artık durduramayacağız. Eviniz bile güvende değil artık.’’

Her köşeye saklanıyorum. Artık zihnime bir düğüm oluşturmak için; yüzü sese gizleyen ve bakarken sana, seni ardında bir gülüşle seyreden her şeyi. Dayanacağım noktaları kaldıran, bana yazmaktan başka bir çare bırakmayan;

‘’Üzerine giydiğin bu ölü giysilerini değil, kaldırımın üzerinde otururken; sessizce kayboluyordu suretin, sen yavaşça uzanıyordun göğsüme. Benim sevdiğim çocuk oydu. Burada gördüğüm ise sen değilsin. Ölü bir giysiden başka bir şey değil.’’

 

İyileştirmek için bir kesiği; omzuna dokunarak yavaşça okşuyorum. Vücudunun kıvrımlarını ve seslerini gezinmek için bölmek istiyorum. Sözlerini kesiyorum. Suratını büyük bir merakla inceliyorum. Kendi yansımama bakarken bir derinliğin seyrini anlıyorum. Bir tamamlanmamışlığın ve gezintinin gereğini anlamak istiyorum. Karşıma çıkıyorlar, üzerime geliyorlar. Sana ve sana dair bir hezeyanın düşlemini kuruyorlar.

Bana öğrenemediğim bir kesiği anlat. Uzaklaşmak için yargılardan, bana bir kere daha dokun. Dokunduğunda kendimi kaybedeceğimi biliyorum.

Masanın karşı tarafını gözlüyorum. Masanın sessiz tarafını seçiyorum. Koyuyorum önüme düzinelerce peçeteyi. Islak bir aynadan dağılmış bir yüzü seyrediyorum. Boş bir sandalyeden kendimi seyrediyorum.

Bir cam sesi duyuluyor. Bir yaranın etrafını çiziyorum. Bir balkonda uzanıyorum. Bir salondan üzerime doğru ilerleyişini seyrediyorum. Bir kapının ardından kaçışı ve saklanışı seyrediyorum. Bana dair hiçbir söz söylenmiyor. Bana dair hiçbir düşünce sarf edilmiyor. Bu sıkıştığım yerin bir kesitini oluşturuyorum. Ağırlaşıyorum. Ellerimi olağanca kapatıyorum, kulaklarıma. Sessizleşiyorum. Sessizleşiyorum. Sessizleşiyoruz.

 

Yükselecekti karanlığın duyularını sessizliğe uğrayarak kışkırttığı derinliklerden;

Şiiri bir kopuşla anımsayacaktı. Daha sonrasını bilemeden; kaybedecek bir şeyi olamayacağını göstererek Dünya’ya!

Sizden alacaklarım burada! Kalbimin sıkıştığı bu yere evim diyorsunuz, hislerimin tükenişini seyrediyorum; hayatın akışına yoruyorsunuz.. Kaybolmanın bir seyrini yaşıyoruz.

Nasıl kurtulacağım? Nasıl bağışlayacağım? Zihnimde oluşturduğunuz boşluğu ne ile dolduracağım?

Ne ile yaşayacağım? Nasıl sonlanacağını, sana verdiğim sözü hangi karşılıklarla tamamlayacağımı düşünüyorum. Zihnimin sınırında seni beklerken; burada bir boşluk ve tanımı olmayan bir kesik görüyorum. Kesik! Her yaratımın sustuğu bu yerde, her güzelliğin biçiminin tükenip saydamlaştığı yeri düşünüyorum. Kendime dayanabileceğimi ve sana verdiğim sözü; yitirmemeyi aklımı ve yüreğimi,  tekrar dönebilmek için.  

Ulaşılmamaya çalışıyor, anonimleşmek istiyor. Bulunmamak ve saklanmak. Zihnine saklanmak ve kurtulmak, ne zaman oluşmağa başladığını bilemiyor. Kaç kere daha huzursuz olacağını bilemeden; uçurumun kenarına yaklaşacağını bilerek; derinliğini anlamağa çalışıyor.

Gerçeği anlamağa çalışıyor. Durgunluğunu seyrediyor. Sessizliği seyrediyor. Karanlığı seyrediyor. Bakıyor ve en çıplak haliyle; konuşuyor kendiyle, saklanabilmek için kaç kez daha kaybolmak gerekiyor. Her evin yıkıldığını, her sokağın sessizleştiğini biliyor.

28 Ekim 2021 Perşembe

 

Zihnimdeki kurgulara bir yenisi ekleniyor. Kendini daha gerçeğe yakın tutmak istiyor. Ellerinde tutmak ve bırakmamak. Delilik ve güzelliğin bir resmini, eğer var olacaksa bir daha yeniden düştüğü ve kalkmak istediği bu yerden kendini bir daha kurtarılmak için; ulaşılmak için; doyurabilmek için bir ince duyguyu, tekrar nefes almayı, tekrar dolaşabilmeyi, yiyebilmeyi, düşünebilmeyi, gezebilmeyi, sevebilmeyi, duyabilmeyi, kavrayabilmeyi, yaşayabilmeyi tekrardan hem de bir kere daha yeniden duymak istiyor.

Kırılıyor yeniden; artık hiçbir yer güvenli değil. Daha fazla tutamıyoruz onları, lütfen artık kendinizi muhafaza edecek bir mekan yaratın kendinize.

Aksi yönde olacak her uğraşı bir yitimden kurtarabilmek için; hangisini daha güzel ve daha anlamlı kılabileceğimizi düşünüyorum.

Bana bir kere daha aklı bağışlayacak hangi adımı biraz daha durgun gözlerle seyredeceğimi düşünüyorum.

 

Hayır! Yeter!,diyorum. Karşılaştığım tüm manzaraların bir adım sonrasına yetişebilmek istiyorum.

Burada, bu izbe yerde devam edebilmek için bir tarafa ait olabilmeyi bekliyorum. Kaçmaya çalışıyorum. Kalmaya çalışıyorum. Dinlemek için sessizliği, görebilmek için kapanmayı, dokunabilmek için hissizliği anlıyorum.