Yükselecekti karanlığın
duyularını sessizliğe uğrayarak kışkırttığı derinliklerden;
Şiiri bir kopuşla
anımsayacaktı. Daha sonrasını bilemeden; kaybedecek bir şeyi olamayacağını
göstererek Dünya’ya!
Sizden alacaklarım
burada! Kalbimin sıkıştığı bu yere evim diyorsunuz, hislerimin tükenişini
seyrediyorum; hayatın akışına yoruyorsunuz.. Kaybolmanın bir seyrini yaşıyoruz.
Nasıl
kurtulacağım? Nasıl bağışlayacağım? Zihnimde oluşturduğunuz boşluğu ne ile dolduracağım?
Ne ile yaşayacağım?
Nasıl sonlanacağını, sana verdiğim sözü hangi karşılıklarla tamamlayacağımı
düşünüyorum. Zihnimin sınırında seni beklerken; burada bir boşluk ve tanımı
olmayan bir kesik görüyorum. Kesik! Her yaratımın sustuğu bu yerde, her
güzelliğin biçiminin tükenip saydamlaştığı yeri düşünüyorum. Kendime dayanabileceğimi
ve sana verdiğim sözü; yitirmemeyi aklımı ve yüreğimi, tekrar dönebilmek
için.
Ulaşılmamaya çalışıyor, anonimleşmek istiyor. Bulunmamak ve saklanmak. Zihnine saklanmak ve
kurtulmak, ne zaman oluşmağa başladığını bilemiyor. Kaç kere daha huzursuz
olacağını bilemeden; uçurumun kenarına yaklaşacağını bilerek; derinliğini
anlamağa çalışıyor.
Gerçeği anlamağa
çalışıyor. Durgunluğunu seyrediyor. Sessizliği seyrediyor. Karanlığı
seyrediyor. Bakıyor ve en çıplak haliyle; konuşuyor kendiyle, saklanabilmek
için kaç kez daha kaybolmak gerekiyor. Her evin yıkıldığını, her sokağın
sessizleştiğini biliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder