20 Eylül 2021 Pazartesi

 

Küçük oyunlarımızı gördün mü? Kurduğumuz dünyayı. Çocukça ve muzırca bir merak. Nefret ve aşkla. Beni bir kez daha yıkıyoruz. Şimdi en temiz haliyle. Güzelliği yeniden tanımlıyoruz. Yıkımın ortasında güne bakan ne varsa; adım adım yaklaşıyoruz. Sabırla ve gururla. Karşıma gelmek ve bana bakmak ister miydin? Anonimleştirmeden ve durarak. O en kör noktayı keşfetti. Diğeri tereddüt etmeden bir kez ateşe verdi tüm korkularını. Dizlerinin bağı çözüldüğünde yani boylu boyuna değil de sürüklenmeden tuttu ateşi elleriyle ve izledi en yalın haliyle. Şimdi uzak görünümlerin ardına kurduğu o kimseyi, uzak taraflarını, sakinliğini ve aşk’ını gerçekleştirmek istiyor yeniden. Arzularını. En uç ve en yakışıksız şekilde. Diğeri dişlerini gösterdi durmadan. Beriki onu uyardı. Sona doğru gelirken hep bir an, aynı şekilde gerçekleşti. Aynı insanlar, tavırlar, sakınmalar, durgunluklar. Ritim uydurdu kendine. Bir hikayeyi en başından unutmak istedi. Taşıdı üzerinde zehir zemberek ağızıyla. Öpmek istedi, okşamak ve sevmek. Diz çökmesini istedi, teslim almak, sahip olmak ve düşürmek.

O ne yaptı? Ne söyledi? Nereye gittiyse bir kez daha kendini inandırmak istedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder